Omurilik yaralanması olan hastalarda ağrı sık görülen bir yakınmadır ve hastaların % 5-45’i günlük yaşamında ağrıya bağlı sorunlar yaşayabilmektedir.

Ağrı genellikle yaralanma sonrası ilk bir yılda ortaya çıkar şiddeti ve sıklığı zaman içerisinde azalır. Ağrı ile ilişkili olabilen etkenler; ileri yaş, kısmi yaralanma, ateşli silah yaralanmaları, yaralanma seviyesi ve yeridir. Omurilik yaralanması sonrası ağrı, hissin azaldığı veya olmadığı alanlarda gelişebildiği gibi normal hissin olduğu bölgelerde de görülebilmektedir.

Ağrının Tipleri

Omurilik yaralanmalı kişilerde ağrı farklı bölgelerde ve farklı karakterlerde gelişebilmektedir. Ağrının tipini ayırdetmek doğru tedavinin seçilmesinde anahtar rol oynamaktadır. Bu nedenle doktorunuzun ağrının oluş biçimi, tipi, ciddiyeti, süresi, hangi etkenlerle artıp azaldığını anlaması için size soracağı sorular olacaktır ve yapılacak muayene, tetkikler ile ağrınıza yönelik tedavi planlayacaktır.

Ağrı tiplerinden en sık görüleni nöropatik ağrıdır. Nöropatik ağrı omurilik yaralanması ile hasarlanan sinirlerin beyin ve omurilik arasındaki iletişiminin zarar görmesi ile oluşur. Bu ağrı türünde beyinin yaralanma alanından gelen ağrı sinyallerini yanlış algılaması ile yaralanma seviyesinin altında yer alan hissin çok az olduğu yada hiç olmadığı alanlarda ağrı gelişebilmektedir. Kişiler çoğunlukla bu ağrıyı yanma, sızlama ve karıncalanma olarak tanımlarlar. Bu ağrının şiddeti kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Sıklıkla tedavide birkaç tedavinin bir arada verilmesi tercih edilir.

Not: Eğer ağrı yaralanmadan yıllar sonra başlarsa omurilikte yeni bir tıbbi problem gelişmiş olabilir. Bu nedenle mutlaka doktorunuzla en kısa sürede temasa geçmelisiniz.

Omurilik yaralanmalı kişilerde gelişebilecek bir diğer ağrı tipi muskuloskeletal ağrılardır. Kaslar, kemikler, eklemlerden kaynaklanan ağrıların tanımı için kullanılan bir terimdir. Yaş ile ilişkili olarak birçok kişide görülebildiği gibi omurilik yaralanmalı kişilerde de görülebilmektedir. Bu ağrının kaynağı çok kullanım, incinme, ekleme ait diğer hastalıklar olabildiği gibi tekerlekli sandalyenin uygunsuz kullanımı sırasında da gelişebilmektedir.

Çoğunlukla hareketle artar, istirahatle azalır. Omuz, dirsek ve ellerde ağrılar özellikle tekerlekli sandalye kullanımı ile ilgilidir. Boyun ve sırt ağrıları da sık rastlanan sorunlardır. Özellikle paraplejik bireylerde omurgaya yapılan füzyon cerrahisi sonrası ameliyat edilen bölgenin hemen üzerinin ve altının fazla hareketli olması önemli nedenlerindendir. Tetraplejik bireylerde boyun ağrısının en sık sebebi kas zayıflığı ve hareketsizliktir. Kas spazmları (spastisite) de diğer bir ağrı kaynağıdır.

Diğer ağrı nedenleri karın bölgesinde kramp, şişkinlik hissi, kabızlık, böbrek taşı, ülserler, safra kesesinde taş, apandisit ile ilişkilidir.

Tedavi

Ağrının tek bir kaynağı olmadığı için tedavinin de tek bir yolu bulunmamaktadır. İlaç tedavileri, fizik tedavi yöntemleri, egzersizler, psikolojik destek ve sonrasında korumayla birlikte kombinasyonları içeren bir program gerekebilmektedir.